Kıvırcık Usta Atakale Kültür Sanat olarak 3 kez organizasyon gerçekleştirmiş, hat sanatı, tezhip, ebru, cam şişe içerisinde hat sanatı, resim, fotoğraf, eski eşya, antika eşya, koleksiyonluk parçalar ile 10 bini aşkın Selçuklu ve Osmanlı teşbih sergileri açmıştır.
Çeşitli yarışmalar, şiir akşamları, akşam sohbetleri, Hacivat-Karagöz sokak tiyatrolarıyla beraber, Kınacızade Konağı’nda çekilen canlı yayınlara, dizilere ve sinema filmleri, kısa metraj filmlere katkıda bulunmuş, hiçbirinden ücret beklemeden hem kültür ve sanata hem konağın ve Ankara Kalesi’nin tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.
Birçok eski konağın restorasyonunda Kıvırcık Usta’nın fikri ve ustalığı bulunmaktadır. Ayrıca yılların birikimi ile kişisel mobilyalar tasarlamakta, ahşap dışında hiçbir malzeme kullanmamaktadır. “Ağacın kendisini işlemek çok daha kıymetli” diyen Kıvırcık Usta, o kadar çok eşyanın tamirini ve cilasını yapmış ki ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde bunlara rastlamak mümkün hale gelmiştir.
Kıvırcık Usta, yıllarını verdiği eski eşya ustalığının kendisine büyük bir aile kazandırdığını düşünüyor. Akademisyen, gazeteci,siyasetçi, bürokrat ve diplomatlardan oluşan, eskiye özlem duyan yerli ve yabancı birçok dosta sahip.
Kıvırcık Usta, eskiye olan özlem ve aşkını Kınacızade Konağı’nda farklı bir konseptle yaşatıyor. Restaurant ve Cafe kısmı oğlu Fuat Ülger tarafından işletilen konakta, bütün birikimini müze odalar şeklinde toplamış ve müze konak olarak yaşatmaktadır. Konak’ta ülkemizin en önemli isimlerinden olan ve Kıvırcık Usta’nın hayatında çok büyük önem taşıyan 3 büyük şahsiyetin de odaları bulunmakta. Ve bundan dolayı da Konak, birçok açıdan ilkleri yapmış ve bir ikincisi olmayan muhteşem bir ambiyansla geçmişle özlemini gidermek isteyenlerin mekânı olmaktadır.
Konakta Prof. Dr. Halil İNALCIK’a ait “Akademisyenler Odası’nın bulunması birçok yerli ve yabancı akademisyenin uğrak yeri olmasını sağladığı gibi Ankara Kalesi’ne ilgiyi ve kaleye akademisyen gözüyle bakılmasını sağlamaktadır.
Tarih bilinci oluşturmaya yardımcı olan Yurdusev ARIĞ Müze Odası müdavimleri de her hafta sonu gelerek hem köy kahvaltısı yapmakta hem de ailece çocuklarıyla bu havayı solumaktadırlar.
Jülide Gülizar’a ait olan Gazeteciler Odası da yerli ve yabancı gazetecilerin uğrak yeri olmakla beraber gazetecilerin Ankara Kalesi’ni daha yakından görmesini ve kaleye ilginin artmasını sağlamaktadır.